-
1 hayran olmak
v. admire, think the world of, hero worship, rave, rave about* * *admire -
2 hayran\ olmak
восхища́ться -
3 hayran olmak
ТЕЛIЭН (телІэ/ толІэ); ехъопсэщэн/ ехъуэпсэщэн (ехъопсащэ/ йохъуэпсащэ); шІоГУРЫХЬЫЩЭН/ фІэГУРЫХЬЫЩЭН (шІоГУРЫХЬЫЩ/ фІэГУРЫХЬЫЩЭ(щ); шІогъэшІэгъонын/ фІэгъэщІэгъуэнын (шІогъэшІэгъон/ фІэгъэщІэгъуэнщ); шІохъопсэгъон/ фІэхъуэпсэгъуэн (шІохъопсагъу/ фІэхъуэпсэгъуэщ); шІохъопсэпІэн/ фІэхъуэпсапІэн (шІохъопсапІ/ фІэхъуэпсапІэщ); фІэтелъыджэ ( фІэтелъыджэщ) -
4 hayran olmak
гъэшIэгъон, шIогъэшIэгъон -
5 hayran olmak
to admire -
6 hayran
hayran [-ɑːn] erstaunt, verwundert; entzückt; Bewunderer m; Verehrer m;-i hayran bırakmak jemanden in Erstaunen versetzen, überraschen;hayran kalmak erstaunt sein; entzückt sein (-e von D);-e hayran olmak sich wundern (über A); entzückt sein (von D); jemanden bewundern -
7 hayran
-
8 hayran
1.1) изумлённый, поражённый, ошеломлённый2) восторга́ющийся, восхища́ющийся; поклоня́ющийся2.почита́тель, покло́нникhayran olmak — восторга́ться, восхища́ться
hayranlarınızdanım — я ваш почита́тель
-
9 hayran
"1. filled with admiration. 2. admirer; fan. - olmak/kalmak /a/ 1. to be filled with admiration (for). 2. to wonder at, marvel at. " -
10 восхищаться
hayran olmak* * *несов.; сов. - восхити́тьсяhayranlık duymak, hayran olmak -
11 восторгать
hayran bırakmak* * *hayran etmek / bırakmakвосторгаться — hayranlık duymak, hayran olmak / kalmak, bayılmak
я восторга́юсь его́ успе́хами — kazandığı başarılara hayranlık duyarım
-
12 rave about
hayran olmak, deli olmak (için)* * *öv -
13 bewundern
hayran olmakçok beğenmek -
14 admire
v. hayran kalmak, çok beğenmek, takdir etmek, hayran hayran bakmak, hayran olmak* * *1. hayran ol 2. takdir et* * *1) (to look at with great pleasure and often to express this pleasure: I've just been admiring your new car.) hayran olmak, hayran hayran bakmak2) (to have a very high opinion of (something or someone): I admire John's courage.) hayran olmak, takdir etmek•- admirably
- admiration
- admirer
- admiring
- admiringly -
15 think the world of
v. hayran olmak, hayranlık duymak, çok beğenmek* * *(to be very fond of: He thinks the world of his wife.) bayılmak, hayran olmak -
16 admirer
-
17 s'émerveiller
-
18 восторг
coşku,hayranlık* * *мcoşku; hayranlık ( восхищение)встре́тить что-л. с восто́ргом — coşkuyla karşılamak
э́то предложе́ние бы́ло встре́чено без восто́рга — bu öneri coşkuyla karşılanmadı
быть в восто́рге от чего-л. — bir şeye hayran olmak, bayılmak
смотре́ть на кого-что-л. с восто́ргом — hayran hayran bakmak
-
19 hin
1. adv zeitlich o zamana; räumlich öteye;nichts wie hin! hemen, doğru -(y)e;bis hin zu -e varana kadar;noch lange hin daha uzun süre;auf seine Bitte (seinen Rat) hin onun ricası (tavsiyesi) üzerine;hin und her sağa sola;hin und her gerissen sein zwischen ile … arasında kararsız kalmak;hin und wieder ara sıra;hin und zurück gidiş dönüş;Anstand hin, Anstand her edep ahlak bir yanahin sein (b-nin) işi bitik olmak;(hingerissen) (ganz) hin sein ( von -e) hayran olmak -
20 schwärmen
schwärmen v/i <h> Bienen usw oğul vermek;schwärmen für etwas bş-e bayılmak; (sich wünschen) -in hayalini kurmak;schwärmen von (erzählen) -den hayranlıkla bahsetmek;ins Schwärmen geraten ( von -i) övmeye başlamak
См. также в других словарях:
hayran olmak (veya kalmak) — çok beğenmek Birkaç defa görüşmüş, mimarideki fikirlerine, zevklerine, görüşlerine hayran olmuştum. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
mail olmak — hayran kalmak, vurulmak Şu kışlanın kapısına / Mail oldum yapısına H. Türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözleri kamaşmak — hayran olmak, büyülenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına bakakalmak — (birinin) sözlerine hayran olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEYH — (Teyhâ) Şaşkınlık. * Hayran olmak. * Tekebbürlenmek, gururlanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİHARE — Tefe ül. Sual sorup cevap istemek. * Hayırlı olmayı istemek. * Hayran olmak, şaşmak, taaccüb etmek. * Bir işin hayırlı olup olmıyacağı niyetiyle abdest alıp, dua edip rüya görmek üzere uykuya yatma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eşsiz — sf. 1) Eşi benzeri olmayan veya eşi benzeri görülmemiş olan Güzelliğine hayran olduğum bu eşsiz şehre karşı, onun bir insanı olmak borcumu bir derece yerine getirip sevinmiştim. H. Taner 2) Eş bulamamış, eşinden ayrılmış veya yanında eşi olmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
meftun — sf., Ar. meftūn Tutkun, gönül vermiş, vurulmuş Şehriban a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller meftun etmek meftun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük